Ergenlik Dönemi Fiziksel ve Psikolojik Özellikleri
Ergenlik dönemi, çocukluktan erişkinliğe geçişin yaşandığı, ergenin yoğun fiziksel ve psikolojik değişim ve gelişim yaşadığı çok önemli bir dönemdir. Vücuttaki yapısal değişikliklere ve çevreye uyum gerektiren bu dönem son derece duyarlı olunması gereken bir devredir. Çocukluktan çıkıp erişkinliğe ilk adımını atan insanın bedeninde ve biyolojik işlevlerinde meydana gelen değişikliklere alışması ve kabullenmesi, ayrıca fiziksel değişiklikleri nedeniyle çevresindekilerin kendisine karşı davranışlarına alışması gerekmektedir.
Ergenlikte büyüme, gelişme ve olgunlaşma
Ergenlik dönemi (buluğ çağı) 10-21 yaşları arasında dalgalanmaların yoğun görüldüğü zor bir dönemdir. Bu dönem “fırtına-gerginlik” dönemi olarak da bilinir.. Ergen bedensel, cinsel, sosyal ve duygusal anlamda farklı bir döneme girmiştir. Bu gelişim sahalarında yaşadığı süreçler sebebiyle ergen kendisini farklı hisseder ve çoğu zaman kendisini tanımlamakta güçlük çeker.
Yine bu dönem okulda kendisinden beklenen sorumlulukların arttığı, içgüdülerini kontrol ederek davranışlarında ölçülü olmasının beklendiği bir dönemdir. Ergen tüm bu değişim ve gelişimleri yaşarken, geleceği için meslek seçimi ve yaşam biçimi gibi konularda karar vermesi gerekmektedir
Ergenlik dönemi, duygusal dalgalanmalar yani duygulardaki ani iniş ve çıkışlarla bilinir. Yeni duyguları tatmak, bunları uç boyutlarda yaşamak coşku verdiği kadar yorucu da olabilmektedir. Ergenlerde yenilikleri deneme ve kendini çevresine kanıtlama çabası bazen tehlikeli girişimlere ya da bazı bağımlılıklara neden olabileceği için aynı zamanda genci bilgilendirmek ve bunaltmadan yakın takipte olmak gereklidir
Ergenler bu dönemde kendilerini çevrelerine olduğu gibi kabul ettirme çabasına girerler ve bağımsızlıklarını doyasıya yaşamak en büyük uğraşları olur. Bu nedenle zamanının büyük çoğunluğunu ev dışında geçirmeye çalışır ve nerede olduğunun sorulmasını da kimliğine bir saldırı gibi algılar. Gidilecek yerler, gidiş dönüş saatlerinin tartışılması sancılı olabilir. Gencin kendisine karışma olarak algıladığı bu durum aslında bir denetim değil, birlikte yaşayan insanların birbirine duyduğu saygı ve verdiği değerin göstergesidir. Sırf annesi ders çalış dediği için tepkisel davranıp ders çalışmayan öğrenci tepki göstermek adına kendi istediğini gerçekleştirememektedir.
Ergenlik döneminde aile içi ilişkiler
Ergenlik dönemi hem ergen için ve hem de ergenin ailesi için zor dönemdir. Aile, ergeni anlamakta güçlük çekerken, ergen anlaşılma duygusunu tam olarak yaşayamadığını düşünür. Ebeveyn bu dönem, çocuğunu ne kadar iyi tanır ve hangi davranış, tutum ve tepkilerin ergenlikle ilişkili olduğunu ayırt edebilirse, ebeveyn-ergen çatışmaları o denli az olur
Ergenler, bağımsızlık istekleri doğrultusunda anne-baba ve ailenin diğer üyeleri ile tartışmalar yaşayabilirler. Bu çatışmalar genellikle kiminle arkadaşlık edileceği, eve dönme saatleri, sigara ve madde kullanımları, ders çalışma, telefon, bilgisayar kullanımı, kıyafet ve yemek gibi konulardır. Bazı durumlarda bu gibi sorunlar aile ve ergen arasında ciddi sorunlar çıkmasına neden olabilir. Çözüm için destek gereksinimi duyulan durumlarda, sorunlar büyümeden ve kişiler ve ilişkiler örselenmeden, çocuk ve ergen ruh sağlığı alanında çalışanlardan destek almak gerekir.
Ergenlik döneminde psikolojik destek alınmasını gerektiren durum ve sorunlar şunlardır;
– Sınav kaygısı (TEOG.YGS.LYS )
– Anksiyete bozuklukları
– Depresif belirtiler ve depresyon
– Öfke ve dürtü kontrol problemleri
– Davranış bozuklukları
– Takıntı ve tekrarlar
– Fobiler,
– Tikler,
– Arkadaş ilişkilerinde sorunlar ve yalnızlık
– Aile içi çatışmalar
– Dikkat eksikliği, hiperaktivite sorunları
– Okulda uyum sorunları, derslerde başarısızlık, ilgisizlik okula gitmeme
– Bağımlılık sorunları (cep telefonu, internet, oyun, madde vs. )
– Cinsel kimlik bozuklukları
– Uyku ve yeme bozuklukları
Bir yanıt yazın